Dün sabah saatlerinde ajanslardan gazetemize korkunç bir cinayet haberi düştü. Günümüzde pek çok kişinin artık sürekli duymaktan olsa gerek, kanıksadığı ve “tıklayıp” içeriğine bile bakma gereği duymadığı kadın cinayetlerinden biriydi.
Haberin ayrıntıları bizleri daha da dehşete düşürdü. “Edremit’te 17 Yaşındaki Kocasının Bıçakladığı 16 Yaşındaki Genç Kadın Hayatını Kaybetti” diye başlık attık ama içimize sinmedi doğrusu. “17 yaşındaki koca” da “16 yaşındaki kadın” da bir türlü kabullenemediğimiz, arkaik, sanki anneannelerimizin, dedelerimizin döneminden kalma sözcüklerdi. 21. Yüzyıldayız, Mars’a gidiyor insanlık, akıllı telefonlarla görüntülü konuşuyoruz vb. avuntularla bizden önceki nesillerin çok ilerisinde olduğumuz sanısına kapılıyoruz. Oysa bir adım ileri gidemiyoruz insanlıkta.
Daha geçen haftalarda sosyal medyada pek çok dostum, öldürülen Merivan Avcı’nın aşağı yukarı yaşıtı olan çocuklarının, torunlarının lise mezuniyet fotoğraflarını paylaşıyordu. “16 yaşındaki, 17 yaşındaki erkek çocuklar, kız çocuklar”dı onlar. O yaşta evlendirelim, çocuk yapsınlar diye düşünmemiştir kimse sanıyorum.
Olayın korkunçluğunu artıracak diğer yan konulara da girelim, bunları da tartışalım. Konuşmadıkça, yazmadıkça, tartışmadıkça bunlar da sıradanlaşacak nasılsa.
Öncelikle aileleri tarafından evlendirilmiş bu genç insanlara resmi bir nikâh kıyılmamış. Dini nikâha karşı değilim ancak dini nikâhla birlikte resmi nikâh olmadığı sürece kadının haklarını savunamadığını biliyoruz. Ve bu gencecik kızımız 2 aylık hamileymiş. Yani öldürülmeseymiş 7 ay sonra 16-17 yaşında kucağında bebeğiyle küçük bir anne olacakmış. Alın size bir sosyolojik olgu daha. Çocuk anne.
Ve bu 17 yaşındaki koca. 17 yaşında diyorum. Bir baba, bir koca olup yükümlülüklerini yerine getirmesini bekleyeceğimiz bu çocuk neden öldürmüş eşini biliyor musunuz? Komşusuna tencere vermiş kızcağız.
Elbette bugün tencere bahanesi olmasaydı başka bahaneler bulurdu eminim. Tam bir “erkek” gibi yetiştirilmiş baksanıza. 17 yaşında evlenmek istemiş ve kırmamış ailesi hemen yerine getirmiş isteğini. Ne de olsa “erkek” çocuk.
Bu cinayet üzerine onlarca makale yazabiliriz. Adolesan (erken yaşta) evlilik, Çocuk yaşta ebeveynlik, kışkırtılmış erkek cinselliği, toplum baskısı, dini evlilik, vahşi cinayet işleyebilecek cani ruh hali, kıskançlık, eğitim, gelenekler…
Ama yine de arada aynaya bakmalıyız. Erkek çocuk sahibi kaç anne baba sünnet düğününde oğullarını “şehzade” yaptı? O erkek şehzadeler büyüdüklerinde koşulsuz olarak isteklerini karşılamayan zevcelerine böyle davranıyorlar işte.
Biz sizlerden özür dileyerek başlığımızı şöyle düzeltelim:
AİLESİ TARAFINDAN ÇOCUK YAŞTA RESMİ NİKÂH OLMAKSIZIN EVLENDİRİLEN BİR ERKEK ÇOCUĞU, AİLESİ TARAFINDAN ÇOCUK YAŞTA RESMİ NİKÂH OLMAKSIZIN EVLENDİRİLEN HAMİLE BİR KIZ ÇOCUĞUNU ÖLDÜRDÜ.
Dipnot: Yayın hayatımıza başlayalı çok kısa bir süre oldu. İstatistiklerimize bakıyoruz sürekli. Balıkesir’imizden pek çok başarı öyküsünü sizlere sunduk. Gençlerimiz sporda, sanatta, bilimde harikalar yaratıyorlar. 5. Ayımızda en çok okunan haber maalesef yukarıda bahsettiğimiz cinayet haberi oldu. Üstelik bugüne kadar yayımladığımız başarı öykülerinin neredeyse toplamı kadar okundu. Başarıya bu kadar ilgisiz kalmamız da yukarıdaki sonuçları yaratıyor belki de.